Merhaba. Bir süredir hem kendi özel yaşantım, hem ülkemin ekonomik durumu, Ukrayna-Rusya haber takipleri, nükleer enerji, dünya derken zamanınıza layık satırlar yazacak motivasyon hissedemiyordum. Fark edeceğiniz üzere Koronavirüs artık ilk sıralarda bile değil.
🟦

🟨
Bakıyor anlamaya çalışıyor üzülüyoruz. Bazımız bir şeyleri anlatmaya da çalışırken birçoğumuz kabuğuna çekiliyor. Neler olacak sorusundan daha ne kadar kötü olacak sorusuna evrilen günler içimizi çürütecek bir eğilime girdi girecek.
Bir gelişme mutlu ediyorken dahi vicdan azabı hissetmeye ya da problem çözmek adına baktığımda bu da sorun mu şımarıklık bu kadarı demeye başladım. Bunlar uzun vadede yine tüm bakışı negatife çevirme tehlikesi barındırıyor.
En başta maceraya hoşgeldiniz yazıyor buradaki hesabım adına yazılarımı okumaya başlarsanız. Ve bütün bu macerada herhangi bir şeyin doğrusal bir şekilde yukarıya gitmesini beklemek hiç de gerçekçi olmaz. Biliyorum ki çalkantılar, dalgalanmalar olacak. İlhamı ya da motivasyonu nerden alacağız noktasında ise tavsiye verebilecek ya da reçete sunabilecek bir konumda değilim. Kendi deneyimlerimi paylaşmak üzerine buradayım.
Dün akşam üzeri markette bir yiyeceğin ambalajı elimi kesti. Küçük bir kesik belli belirsiz biraz kan. Sızladı biraz, odaklar değişince onu düşünmedim hiç elbette. Sonrasında saatler geçti. Gece olduğunda bir de baktım ki nerdeyse kapanmış. Sadece birkaç saat içinde ne kadar büyük bir fark. Şaşırdım. Sevindim de.
E hani kesildi orası bir şey ayırdı o alanı, kan dahi vardı? Acıdı, sızladı. Şimdi? Vücudumdaki hücreler dünyanın haline üzülerek kendi kabuğuna çekilip iyileşmeyi reddetmediler ve şimdi orada bir kan yok. Varoluşlarının anlamını yerine getirmek için uğraştılar ve canımız acısa da vücudumuz çabayı durdurmuyor.
Belki insanlar olarak varoluş amaçlarımız ya da hayatlarımızın anlamı noktasında bu kadar netlik olmadığı için şanssızmışız gibi gelebilir. Çok seçenek olması daha çok kafa karıştırıyor, yanlış yöne gidersek belki de diğer tarafa daha fazla yürümemiz gerekecek. Ama bu noktada şunu söylemek istiyorum. Hareket edersek, yanlış yapsak dahi hareket etmeyi öğrenir kaslar. Belki de harekette pratik kazanmak varılacak noktadan daha önemlidir?
Ben kendi adıma durmamak için uğraşacağım. Hem bana hem de burada okuma potansiyeli olacak başka insanlara iyi gelecek öneriniz, paylaşımınız varsa lütfen yazmaya çekinmeyin.
Hem öğrenmek için hem de ufuklar açmak için. Herkesi bambaşka, sizin için bariz olan başkasına yepyeni olabilir. Sadece söyleyin. Öylece durmayalım. Çünkü kötü bir şeyler durmadan yayılabilirken bizim büyümememiz sadece yer sunmak oluyor. Durmamak da demek değil kendimizi israf edelim, nasıl durmayacağımızı beraber öğrenmek güzel olabilir.
Sonuçta “bariz”, kime göre?