fesleğen
Başkaları alır diye korkmasak atacağımız bir sürü şey var.
Oscar Wilde
Herkese yine yeniden merhaba. Bu söz ile başladığım yazıma Yoga Eğitmeni Gonca Öztürk’ün geçtiğimiz günlerdeki bir sözüyle devam ediyorum.
“O kadar güzel bir kitapsın ki, bitme diye okumak istemiyorum.”
Gonca Öztürk
Bitmesin diye başlamaya kıyamadığım not defterlerim, eskisine kurduğum bağ yüzünden yenisine geçemediğim eşyalarım… Diğer tarafta ise bitmeyecek gibi gelen bitse bile kalan bir ton şey… Keşke sadece bir ton olsalar.
Babaannemin yeni verdiği fesleğeni ekerken fark ettim, diğerinin solmak üzere olduğunu. Farklı yerlerdeydiler, ikinciyi suda köklendiriyordum. Ilki topraktaydı zaten ve ben küçüldüğünü fark etmiyor, hala yeşil olduğunu düşünüyordum. Ta ki diğerini onun yanına getirene dek. Meğer biz yeşil sansak da gerçekten güzel ve yeşil olanı görmediğimiz için kendi toprağımızda olanı sağlıklı olan yeşil olan sanabiliyormuşuz.
Hep mi böyleyiz biz?
Farkında mıyız huzura nasıl inat ettiğimizin?
Yıldız Kenter diyor ya hani, “Nerden çıktı bu plastik çiçekler” diye.
“Naylon ilişkiler.”
“Toprak mı bitti yoksa yağmurlar mı?”
“Basit yaşamak zorlaştı.”
Bu kadar boşverebilecek kadar ne ara doldurduk ki kendimizi?
Kim doldurdu?
Biz sadece başkalarına kalmasın onlar almasın diye öyle çok şeyi çöpe değil de içimize atıyoruz ki.
Çiçekler plastik, tüm cevaplar otomatik şimdi.
Içimizde yeşeren her masumiyet tomurcuğu yitik.
Yeniden yitirebiliriz her şeyi, inanmak can veriyor.
Çağımızın hastalığı: Özensizlik. Bana kalırsa.
Ama böyle, saksı taşımaktan cam bardaktan su içmeye kadar.
Kendi yüzümüze dokunmaya kadar.
Nereye kadar hastalanıyoruz?
Şifaya ne kadar var?
Anneannemin yoğurt kovalarındaki küpeli çiçeğini koruma şeklini özledim. Kendiliğinden gelen kimseye zarar vermeden olan o içten bakımını, hiç yapay beğeni bağımlılığına düşmemiş özenini, çiçeklerine.
Bazı kitaplar demliğin altında, bazı kitaplar o en ulaşılmaz rafta.
Bazı kitaplar dahi ciltli ama birçok insan yüzsüz.
Biz de kitap olabilir miyiz?
Acaba diyorum, ben de birilerinin okumaya kıyamıyor diye okumadığı ama aslında çok sevdiği bir kitap olabilir miyim?
Fesleğen bile temasa ihtiyaç duyuyor sevilsin okşansın. Unutmamak lazım.