Hayır demeden önce…

Bükre Kay
2 min readApr 11, 2021

Bugün hayır demekten bahsedeceğim. İş dünyası olsun, kültürümüz olsun hayır demenin öneminden bahsediyoruz son dönemde. Ve haklıyız da, daha kabul etmeye “Ama ayıp olur nasıl hayır diyeyim” demeye meyilliyiz. Bu genel hayır demek konusuna belki başka zaman geliriz fakat bugün benim odaklanacağım alan ebeveyn olarak hayır demek. Bu konuda bir uzman veya psikolog ya da pedagog değilim. Kendi adıma yazıyorum. Benim düşüncelerim benim duygularım.

Çocuklara hep evet demeyin şımarmasın’a evetim fakat hep hayır da demeyin. Hatta konu evet mi hayır mı değil, dinlemek. Bir şeye evet demeyecekseniz bile, neden istediğini ne söylediğini bir dinleyin. Neden? O anlatsın, kendini ifade etsin, sonra hayır olsun olacaksa. Sizin sebepleriniz ve açıklamalarınızla bir hayır…
Bu olmazsa, direkt hayır derseniz çocukla aranızdaki mesafe git gide büyür. Negatif bir büyümeden bahsediyoruz. 2021 oldu, çocuklar hep tablette hep telefonda. Hayır. Bir de tam ters yönde düşünebilir miyiz? Ya evler içindeki mesafeler çok fazla olduğu için telefonlarasarılıyorlarsa?
Mesafeler çok fazla da bu yüzden. Eskiden arkadaşlarından sigaraya alıştı gibi tabirler korkular çok yaygındı. Şimdi influencer ve youtuber örneklerini çok duyar olduk. Bunların bir sebebi var. Mesafeyi azaltıyor çünkü o influencer. Çocuğunuzu reddetmiyor. Gel diyorlar, videomu beğen, abone ol… Videomu beğen diyorlar. Onların beğenmesi bir şey ifade ediyor birilerine. Ne kadar çok çocuk Youtube videolarının altına yorumuma kalp bıraksan ne kadar sevinirim yazıyor farkında mıyız?
Bunun iyiliğini kötülüğünü konuşmayacağım. Sorum şu, anne baba olarak yorumuna hiç kalp bırakıyor musunuz? Herhangi bir yorumuna kalp bıraktınız mı? Bunlar gerçek hayatımız üzerine mecazlar bırakmak oluyor tabi ama bir düşünün. O arkadaşından sigaraya alışan çocuk kendisini dinleyen, ciddiye alan birine uyuyor.

Taklit etmeye meyilliyiz. Yanımızdakinin hareketinden, ilk doğduğumuzda duyduğumuz seslere kadar. Yanımızdaki ne kadar benzerse o kadar yakın hissediyoruz o kadar güvende, mutlu. Biriyle ilk tanıştığımızda önce ismini ve nereli olduğunu soruyoruz. Aynı yerler, benzer bir şeyler bizi yakınlaştırıyor. Belki de yeni tanıştık ama aynı memleketten/okuldan olduğunuzu öğrendiğinizde bu sizi ilk kez tanışmaktan bir adım daha yakın yapıyor.

Sürekli hayır geliyor bir düşünün.
Bizim zamanımız başkaydı, bu ne biçim X filmi/kitabı/oyunu/kişisi…
Bir an durun, bir sorun nasıl geliyor sana diye, neden hoşuna gitmiş onun. Bırak anlatsın istediğince, istiyorsa. Sohbet etmiyor diyoruz. O noktaya gelene kadar ne kadar uzaklaştı da ses gitmiyor artık?

Sorun ya merak edin. Hesap sormayın. Sorgulamayın. Neyi istediğini sorun, neyi nasıl…

Öncelik ebeveynlik olmak üzere yakın ilişkiler adına konuşuyorum. Uzun mesafe ebeveynlik, hem de yan yana.
Sanal dünyadan, sosyal medyadan başkalarına bizden daha yakınlaştığını görürsek en çok biz üzülürüz. Korumaksa, koruyamazsınız onu derinden bilip dikkate almazsanız.
Hayır demeye hevesli olmayın. Reddetmek bu denli harika bir şey değil.
Belki dinlerseniz sizin de hoşunuza gider, kim bilir? Aynı kalmak bizim doğamızda yok, Biz hücreleri her saniye sürekli yenilenen canlılarız. Denemesine izin verin. Dinleyin. Dinleyelim birbirimizi. Aynı evetlere sahip olmak zorunda değiliz, gerçekten. Ama hayır bataklığında bağlarımızı kaybediyoruz. Dikkat etmemiz değer biçmemiz bilmemiz gereken daha önemli bir şey var mı ki?

Sahiden?

Sign up to discover human stories that deepen your understanding of the world.

Free

Distraction-free reading. No ads.

Organize your knowledge with lists and highlights.

Tell your story. Find your audience.

Membership

Read member-only stories

Support writers you read most

Earn money for your writing

Listen to audio narrations

Read offline with the Medium app

Bükre Kay
Bükre Kay

Written by Bükre Kay

I am telling my story while I am learning, trying to learn and read. Öğrenirken görmeye çalışırken okurken hikayemi anlatıyorum.

No responses yet

Write a response