Günaydın!
Günaydın!
Günaydın!

O kadar uyanmıyor, o kadar kendimizi ışığa, kendimize bile kapatıyoruz ki gözler açılmıyor artık, artık üç az. Kaç yeter bilmiyorum.
Artık okuduklarımızın duyduklarımızın hiçbir şeyi kalmadı.
Birbirimizi incitirsek her şey anlamsızdır diye bakıp sarılalım
yazdıktan sonra
Birbirimizi öldürürsek her şey anlamsız mı yazacağım şimdi ben?
Birilerinin boğazına basılıyor, birilerinin sırtına, birileri öldürülüyor. Sahi sahi. Hashtagler açılıyor kadınlar, çocuklar, erkekler… İNSANLAR! İnsanlar ölüyor ve kılıflar dikilmeye çalışılıyor. Birine kızınca hakaret olarak hayvan dediğimiz bir dünyaysa bu, merak ediyorum böyle bir hayvan var mı? Böyle bir canlı var mı artık?
Kendi varoluş çizgisinden acı çeken başka bir canlı türü daha var mı?
“Her kurumlaşmış inanç, gücü eline geçirene kadar masumdur.” Sinan Canan.
İnsani olarak gücümüz olmasını o gücü kullanıp insanlara bastırmak yerine değer olabilir diye yaşarsak, belki kurumsallaştığında da başka’yı biliriz. Öğrenebiliriz ya! İnsanız öğrenebiliriz!
Sen başka ben başkaysam birimiz ölmek zorunda değil.
Farklıysak konuşuruz. İnsanız ya. İnsanlar konuşa konuşaydı hani? Silah teknolojisi olunca değişti mi? İnsanlar savaşa savaşa, mı?
Sevmeyi bırakıyor muyuz artık yekten? İnsanlığı? Parçalayınca mutlu oluyor, huzura artık ancak kendimizi, içimizi bataklığa bırakınca mı eriyoruz? Huzur ne?! Biz barışamayacak mıyız?
#sarilmaktanbaskacaremizyok