
Beklemek, içteki önceliği uzak olana ithaf etmek.
Reçelli o ekmek diliminin düşmeden yapışması halının en temiz yerine. En kesif haline özlemek de diyorum. Küflenmek bilmeden Sanki o her an oraya bir daha bir daha düşercesine. Bir festival ki içinizdeki kanatlar can cekişiyor. Manşetleri hep reçel, yakış yakış. Sıcak.
Makasın kesemeyeceği birtakım şeyleri içimizde üretebiliyor olmak nasıl bir çarşambalık sahiden. Ne kadar, nereye?
Hazır bir kucak, misafire özel.
Kime hoşgeldin diyceksin o zaman? O zaman geldiğinde sen beklemiş olma. Özlemek boşluksuz, beklemek biraz ziyan oluyor gibi sanki. Anlatacak dolu şeyler yakar kavuşamadığın zamanı. Acır ama ısıtır da.
Isınmak ne güzel olurdu şimdi. Sahiden. Isınalım, bakmasak da neyle yandığımızı bilerek.