Sonluyuz

Bükre Kay
3 min readMay 5, 2021

Günaydın. Hangi saatte yazmak okumak bakılmadan uyanmak için yazıyorum.

Bugün yakından duyduğum, gerçek manada uykumdan uyandığım çığlıkların hatırlattırdıkları üzerine yazıyorum.

Birazdan bahsedeceklerimi kendimde bildim bileli, sevdiğim insanları bulduğumda ve yanlarından ayrılırken sarılmayı bir parçam haline getirdim. Bu bana güç veriyor gibi hissediyordum. Şimdi okuduklarımla anlıyorum ki hissettiğim şey vücudumu anladığımı gösteriyormuş çünkü sarılmak gerçekten bağışıklık sisteminden o anki hormon akışınıza kadar birçok şeye pozitif ve büyük etkiler yaratıyor. İngilizce kaynaklar başta olmak üzere meraklıysanız mutlaka bakmanızı isterim. Başka zaman bunu uzun uzun yazarım susmadan, şimdi başka. Sonuç olarak hislerim doğru olduklarının ortaya net bir şekilde çıkmasıyla beraber kendilerini buldular. Evet Pandemi bu durumuyla ayrıca beni mahvediyor, bunu düşüneniniz olduysa.

ROTASIZ SEYYAH.

Ama çekirdekteki konu pandemi değil. Bunun kaynağı. Neden sarılayım ki hem görünce hem bitince? Toparlamak için. Eğer içeride kötü birtakım bir şeyler kaldıysa kalamasın diye. Görünce sarılıyorum ki bak ben burada sana enerjimle mutluluğumla geldim, giderken de; bak mutluyum seninle geçirdiğim zaman için. Mutluluktan uçmadığımız zamanlar da olabilir (lütfen mümkün oldukça uçalım), o zaman da o insanla olmanın iyi geleceğini/geldiğini gösterebiliriz.

Sana bütün mutluluğumla geldim. Seninle daha iyi olacağıma inanarak geldim.

Sana mutluluğumu getirdiğim için memnunum. Seninle olmak bana iyi geldi.

Karşımdaki insan ya da insanlar benimle vakit geçirdikten sonra daha iyi hissettiğinde sanki bir kozamdan çıkmış gibi olmak artık ait olduğum bir şey oluyor. Zamanla. İçimde kelebekler uçmuyor da ben kelebek olup uçuyorum. O denli bir his. Alışınca da çok çok uçuyor insan, ötekilere dikkat etmeden sarılıyor.

Çok çok uçmak

Neden peki? Bunu neden yazıyorum o zaman?
Çünkü sarılamayabilirim. Bir dahası olmayabilir. Bugün yakından hissettiğim için yazıyorum bu yazıyı. Sonluyuz. Unutsak da bu değişmiyor. Bir daha sarılamayabilirim diye sarılıyorum. Bir daha göremeyebilirim? Sesini bir daha duyamayabilirim, kötü bitmesin konuşma? Sahiden öyle. Siz çığlıkları duymadınız pekala, hayal edin. Ancak kaybetmemize gerek yok. Ancak yanına gitmemize de gerek yok. Virüs ve yasaklar malum, hepimiz için geçerli “sarılaninsan” diye süper kahraman değilim ben de sevdiklerim için. :)

Ama ne zaman son bilmiyoruz. Uzaktan sarılabiliriz. İnternette bir fotoğrafçının deklanşöre basmadan önce çok güzelsin dediği insanları izleyelim bugün. Buraya bıraktıklarım sadece iki örnek. Dahasını siz de bulabilir izleyebilirsiniz.

https://www.boredpanda.com/people-told-you-are-beautiful-video-shea-glover/?utm_source=google&utm_medium=organic&utm_campaign=organic

https://www.rotasizseyyah.com/cok-guzelsin-demenin-etkileri.html

Bunu söylerken gidip kucaklamıyor, sarılmıyor, öpmüyor. Söylüyor sadece. Dilimizle iletişimimizi pişiriyoruz, bu çok önemli. Linklere bakmak daha somut örnekler seriyor gözlerimize. Yasaklar her tarafta var, yasak olmasa da irademiz var uzak durmalıyız iyiliğimiz için, evet. Dokunarak sevmek varken böylesi çok zor özlemek var sıkılmak var bunalmak var. Kızıyoruz, sorunlar da yaşıyoruz, hepsine evet.
Ama ya bir dahası yoksa? Ya şimdi kırılan kalbini yüz yüze gelince hallederim dediğinizde olmayan bir şey için konuşuyorsanız?

Bu yazıyı yazıyorum çünkü gerçekten akış hissettim. Hayat akıp gidiyor sahiden. Yol gidiyor. Birilerinin çığlıkları sizin anca uykunuzu bölüyor, onların hayatlarını. Çığlık sizin içinizde yakarak dövülmedikçe, anlamıyoruz. Öğrenmenin yaşı da durumu da yok. Dilimizle sarılabiliriz.

Dilimizle sarılabiliriz.

Sadece güzelsin demek yabancıları nasıl etkilerken sevdiğimiz insanlarla mutlu olmayı saklamak, biriktirmek yarın öbür gün ihtiyacımız olursa açarız denecek bir bohça muamelesi yapmak doğru değil. Yarın da yaparsın, bohçan daha da çok dolar. Yoksa akmasına izin vermediğin o su gibi orada dururken içine toz da gelecek, su durduğu yere sinecek. Kokacak bile belki, sanki fena bir şeymiş gibi.

Pandemi koşulları hariç her zaman için seviyorsanız sarılın diyorum ve bu tamamen benim kendi tecrübeme dayanıyor sadece. Ama şimdi, dilimizle sarılmalıyız.

Sarılabiliriz.

Mutlu etmesi, ederken mutlu olması sahiden çok kolay. Biz zoruz, zorlaştırıyoruz. Kendi yüklerimizi de biz koyuyoruz sırtımıza. Yarını, hatta birkaç saat sonrası olmayabilir. Sahiden. İlla dilimiz yanarak öğrenmeyelim. Birilerinin canı yanıyor. Bugün ben duyuyorum yarın o. Dün ötekiydi. Böyle bir boşluk, hepimize ağır. Sonluyuz.

Buraya kadar ne güzel okudun, teşekkür ederim. :)

-son-

Sign up to discover human stories that deepen your understanding of the world.

Free

Distraction-free reading. No ads.

Organize your knowledge with lists and highlights.

Tell your story. Find your audience.

Membership

Read member-only stories

Support writers you read most

Earn money for your writing

Listen to audio narrations

Read offline with the Medium app

Bükre Kay
Bükre Kay

Written by Bükre Kay

I am telling my story while I am learning, trying to learn and read. Öğrenirken görmeye çalışırken okurken hikayemi anlatıyorum.

No responses yet

Write a response